JoshAmy
İstanbul'a geldiğimde (birinci parça) İstanbul'a geldiğimde apartmanı bulmam biraz zordu. İnternete bakarak bazı küçük ilanları buldum. Her gün 3-4 kişiyle buluşardım; bazen birbirimizden hoşlaşmadı bazen de fiyat ya da oda uygun değildi. Ararken öğrenci yurdundaydım. Bu durum beni rahatsız ediyor: kendim yatak sahip olmamak, bagajımdan yaşamak... En sonunda, İstanbul'un Osmanbey semtinde iki katlı bir apartmanda bir odayı buldum. İstanbul'a göre odam çok büyüktü. Bir duvarın yanında bir kanepe bulundu. İki kişilik yatağım vardı. Güneş dört büyük penderenin içinden düştü. Küçük bir balkon da bile vardı. Üst katta, apartman çevreleyen kapalı bir teras vardı. İki kanepede ben ve ev arkadaşlarım ödev yaptık, dinlendik, ızgara yaptık, parti verdik...tabiik ki genellikle çamaşır kurumak için kullanıldı. 4 kız ve 2 erkek olduk. İki kız Alman, bir kız Türkiye, ve bir kız Fransadan geldi. Diğer erkek de Türk'tü. Ben ve Fransız kız anlaşmadık. Yardımcı olmayak kız kirli kase, tabak falan her yerde bıraktı. Her zaman şikayet ediyordu. Türk erkek de çok sinirliydi. Ama diğer kızlar çok hoşuma gitti. Kış boyunca günlük hayattım hiç değişmedi. Sabahlar evimden dil okuluma kadar yurudum. Derslerden sonra evime tekrar dönüştüm. Birkaç ay sonra sınava girecektim diye o zamanda büyük bir stres altındaydım. Bu yüzden eve girer girmez yatma zamanına kadar ödev yaptım. Kasvetli bir zaman geçirdim. C1 sınavı geçtim ve yaz vardı. 2013'tü. Herkes biliyor ki hazıranda polis Gezi Parkıya girip protestocular partan kovdular.
Apr 15, 2014 4:19 PM
Corrections · 6
2

İstanbul'a geldiğimde (birinci parça)

İstanbul'a geldiğimde bir ev/oda bulmam biraz zordu. İnternete bakarak bazı küçük ilanlar buldum. Her gün 3-4 kişiyle buluştum; bazen birbirimizden hoşlanmadık, bazen de fiyat ya da oda uygun değildi. Ev ararken öğrenci yurdunda kaldım. Bu durum beni rahatsız ediyor: kendi yatağıma sahip olmamak, bagajımdan yaşamak... (???)(you mean you get your clthes from suitcase, cuz you don't have any cupboard?)

En sonunda, İstanbul'un Osmanbey semtinde iki katlı bir apartmanda bir oda buldum. İstanbul evlerine/odalarına göre odam çok büyüktü. Bir duvarın yanında bir kanepe vardı/duruyordu. İki kişilik yatağım vardı. X Dört büyük pencereden güneş alıyordu. Küçük bir balkon X bile vardı.

Üst katta, apartmanı çevreleyen kapalı bir teras vardı. Ben ve ev arkadaşlarım terasta dinlendik, ızgara yaptık, parti verdik ve iki kanepede ödev yaptık... Tabii ki terası genellikle çamaşır kurutmak için kullandık

4 kız ve 2 erkektik. İki kız Alman, bir kız Türk, ve bir kız Fransızdı. Diğer erkek de Türk'tü. Ben ve Fransız kız anlaşamadık. Yardımcı olmayan kız her yerde kirli kase, tabak falan bırakıyordu. Her zaman şikayet ediyordu. Türk erkek de çok sinirliydi. Ama diğer kızlar çok hoşuma gitti.

Kış boyunca günlük hayatım hiç değişmedi. Sabahları evimden dil okuluma kadar yürüdüm. Derslerden sonra evime tekrar döndüm. Birkaç ay sonra sınava gireceğim diye o zaman büyük bir stres altındaydım. Bu yüzden eve girer girmez yatma zamanına kadar ödev yaptım. Stresli bir zaman geçirdim.

C1 sınavını geçtim. 2013 yazıydı. Herkes biliyor ki Haziran'da polis Gezi Parkı'na girip protestocuları parktan kovdular. (çıkardılar is better)

April 15, 2014
Yes we use the object always with two cases, nominative and accusative. As you said accusative case in Turkish is usually definite article in English and the nominative object is usually indefinite article. But sometimes not. So its better to do lots of exercises. Because its really difficult for English speakers to learn the cases in Turkish.
April 16, 2014
Thanks for your help. Regarding the accusative, is it the case that the accusative ending is only used when the direct object is definite? I mean 'odayı buldum' would be 'I found the room' whereas 'oda buldum' would be 'I found a room'?
April 16, 2014
You need to pay attention to the tenses ant accusative case. Expect for them its' quite good...
April 15, 2014

İstanbul'a geldiğimde (birinci parça)

İstanbul'a geldiğimde apartmanı bulmam biraz zor oldy. İnternete bakarak bazı küçük ilanları buldum. Her gün 3-4 kişiyle buluşurdum; bazen birbirimizden hoşlanmazdık bazen de fiyat ya da oda uygun değildi. Ararken öğrenci yurdundaydım. Bu durum beni rahatsız ediyordu: kendi yatağıma sahip olmamak, bagajımda yaşamak...

En sonunda, İstanbul'un Osmanbey semtinde iki katlı bir apartmanda bir odayı buldum. İstanbul'a göre odam çok büyüktü. Bir duvarın yanında bir kanepe bulundu. İki kişilik yatağım vardı. Güneş dört büyük pencerenin içinden düştü. Küçük bir balkon da bile vardı.

Üst katta, apartman çevreleyen kapalı bir teras vardı. İki kanepede ben ve ev arkadaşlarım ödev yaptık, dinlendik, ızgara yaptık, parti verdik...tabiik ki genellikle çamaşır kurumak için kullanıldı.

4 kız ve 2 erkek olduk. İki kız Alman, bir kız Türkiye, ve bir kız Fransadan geldi. Diğer erkek de Türk'tü. Ben ve Fransız kız anlaşmadık. Yardımcı olmayak kız kirli kase, tabak falan her yerde bıraktı. Her zaman şikayet ediyordu. Türk erkek de çok sinirliydi. Ama diğer kızlar çok hoşuma gitti.

Kış boyunca günlük hayattım hiç değişmedi. Sabahlar evimden dil okuluma kadar yurudum. Derslerden sonra evime tekrar dönüştüm. Birkaç ay sonra sınava girecektim diye o zamanda büyük bir stres altındaydım. Bu yüzden eve girer girmez yatma zamanına kadar ödev yaptım. Kasvetli bir zaman geçirdim.

C1 sınavı geçtim ve yaz vardı. 2013'tü. Herkes biliyor ki hazıranda polis Gezi Parkıya girip protestocular partan kovdular.

April 15, 2014
Want to progress faster?
Join this learning community and try out free exercises!