Kilo aldığın sebeplar

Türkiye'ye gelmeden iki ay önce bir kot pantolon aldım. O zaman benim için biraz dardı, ama sık sık onu giyersem, daha uygun olacağını düşündüm. Şimdi, daha üç sene sonra, o kot pantolon fazla bollaştı... (kıyafetlerin büyümesi için 'bollaşmak' daha uygun bir kelime) hayır, aslında ben çok kilo verdim.

Doğrusu ne rejim, ne de spor yapıyorum, (ne... ne... bağlacını kullanırken fiil olumlu olmalı, çünkü bağlaç zaten kendi içinde olumsuzluğu taşıyor) (her gün) işlerim biraz yoğun. (ama fazla değil). ('her gün' zarfına çok ihtiyaç yok burada, ama fazla değil demeye de gerek yok, çünkü biraz yoğum zaten fazla olmadığını belirtiyor) En geç saat altıya kadar eve dönebiliyorum. Biraz stres de var, ancak toplumdaki herkes her gün az çok stres hissederek yaşıyorlar, yani durumumun, diğer insanlarınkinden/diğer insanlardan daha zor olduğunu söyleyemem. Kısacası, neden çok kilo verdiğimi hiç bilmiyorum.

Benim dışımda, diğer insanlar yavaş yavaş kilo alıyor gibi gözüküyor. Özellikle öğrenciler çok gençler ve çok yerler. Üniversiteye geldikleri zaman onlardan çoğu, çocuklar gibi zayıflar, ama birkaç ay ya da bir yıl sonra onlara bakarsanız, bazen farklı insan gibi gözükürler.

Öğrenciler istedikleri zaman istedikleri yemekleri yerler, mesela akşam saat 10'da pizza yerler. Kız öğrenciler tatlıları çok sever(ler) ve haftada 3,4 gün pastaneye giderler. Erkek öğrenciler pastaneye değil, ama bara giderler. (değil ile zıtlık belirtiliyor, bu yüzden ama ya gerek yok.) Ayrıca onlar hiç spor yapmazlar. Lisede futbol ya da basketbol yapan bile sporu bırakıp bilgisayarda çok vakit geçirirler. (Bilgisayar önünde Türkçede yanlış, ya bilgisayarda demeliyiz, ya da bilgisayar başında)

Özgür üniversite hayatına rağmen, öğrenciler hep annelerinin yemeğini (ya da sadece 'anne yemeğini') özlerler. Bir ay sonra, üç aylık yaz tatili başlacak. Tatil bittikten sonra onlar....... ama, şimdi henüz bilmiyorum.

Bir not: Eğer geniş zamanla anlatıyorsak, geniş zamanda devam etmeliyiz. Bazen geniş, bazen şimdiki zaman kullanmışsınız, o yüzden kulağa hoş gelmiyor.