simplyme
Kibrista Kabus (4/Son) Adam bana bakip birseyler soyluyordu Turkcede, ama sadece “kahve, canim, seviyorum, guzel” falan anliyordum. “git, git..” dedim, ama adam gitmedi, “gittttt….” dedim, hala gitmedi, sonra bana geliyordu. O yanima gelirken, ben disariya cikip kosuyordum. Cok korkuyordum, hayatimda boyle bir korkuncluk hic yasmamistim. Karanlikta, otelin her tarafina kosuyorken “help… help…” bagiriyordum ama hic kimse duymamis beni. Odama geri donmeye karar verdim, iceriye baktim adam gitti. Hemen kapiyi kapip ve kilitledim. Korkunctan ve yorulmaktan butun bedenim titriyordu. Yataga oturmadan, odamdaki telefonu caliyordu, “hallo…” dedim, oburden “canim.. canim…” falan soyledi, ayni adamdi. Hemen kapattim telefonu, yine hep caliyordu telefon, cevap vermedim sonra disariya yine ciktim. Yavas yavas yuruyup, ara sira arkasima bakiyordum, isikli bir odaya ariyordum yardim icin. Sonunda bir isikli odaya bulup, “help, help…” soyleyip kapiyi caldim. Icerisinden biri kapiyi acti, Hakan beydi. Nefesim az kaldi “what happen?” bana sordu, ben de ona anlatti. Odama beni goturup, icecek verip bana ve beni sakin olmama istiyordu. Bir sure sonra da gitti. Saat 5.00 oldu, ben de hazirliyordum. Saat 5.30 da bir bayan beni alip havalimanina goturdum. Istanbula geldim, beynim cok yoruldu bedenim degil. Eve geldikten hemen sonra, kibristaki otellin sahibine ariyordum. Ben: Hallo, good afternoon… I’m your hotel guest from Indonesia, we spoke the other day (iyi gunlar, ben, Endonezyali otellin musafirin, gecen gun konustuk biz) Kadin: Oh, Hallo how are you? (merhaba, nasilsin?) Ben: Not really good, actually I’m calling you to tell about what happened to me last night… (pek iyi degilim, aslinda, dun gece ottlede bana ne oldugunu anlatmak istiyorum sana diye ariyorum) Sonra da anlattim kadina Kadin: Really? I don’t know, it never happened before in my hotel (gercekten mi? daha once hic olmamis otelimde boyle birsey) Ben: I’m not complaining, I’m just telling you to be aware, so what happened to me will not happen to your other guess next time (sikayet etmiyorum, olay senin icin bir uyanik olabilir, baska zamanda bana ne oldugunu baska misafirlerini olmayacaktir) Kadin: But, if something had happened I would have known it (ama, eger birsey olsaydi, ogrenecektim) Bastan boyle cevaplar/karsiligi hic beklemedim kadindan. Ben de vaktimi daha fazla harcmayacagim boyle bir insanla, kapattim telefonu. Iste... Kabus gibi bir yolculugu yasadim. (Son)
Nov 18, 2014 5:29 PM
Corrections · 15
2

Kibris'ta Kabus (4/Son)

Adam bana bakip Turkce bir seyler soyluyordu , ama sadece “kahve, canim, seviyorum, guzel” gibi kelimeleri falan anliyordum. “Git, git..” dedim, ama adam gitmedi, “Gittttt….” dedim, hala gitmedi. Bana doğru geliyordu. O yanima gelirken, ben disariya cikip kosmaya basladim. Cok korkuyordum, hayatimda boyle bir korkuyu hic yasamamistim. Karanlikta, otelin içinde amaçsızca kosarken “Help… help…” diye bagiriyordum ama hic kimse duymuyordu beni.

Odama geri donmeye karar verdim, iceriye baktiğımda adam yoktu, gitmiş. Hemen kapiyi kapatıp  kilitledim. Korkudan ve yorulmaktan butun bedenim titriyordu. Yataga oturmak uzereyken odamdaki telefon caldi. “Hallo…” dedim, karşı taraf “canim.. canim…” diye cevap verdi. Ayni adamdi. Hemen kapattim telefonu, yine hep caliyordu telefon, cevap vermedim. Sonra, tekrar disariya ciktim. Yavas yavas yuruyup, ara sira arkama bakiyordum, isikli / aydınlık bir odaya ariyordum yardim istemek icin.

Sonunda isikli bir odaya bulup, “Help, help…” diye bağırıp kapiyi caldim. Iceriden biri kapiyi acti, Hakan Bey'di. Neredeyse nefesim tükenmişti: “what happen?” diye sordu. Ben de olan biteni ona anlattim. Beni odama goturup, bana icecek verdi. Sakin olmamı istiyordu. Bir sure sonra da gitti. Saat 5.00 oldu, ben de otelden ayrılmak için hazirlik yapıyordum. Saat 5.30'da bir bayan beni alip havalimanina goturdu.
Istanbul'a geldim, beynim cok yorulmuştu, bedenim degil. Eve geldikten hemen sonra Kibris'taki otelin sahibini aradim.

Ben: Hallo, good afternoon… I’m your hotel guest from Indonesia, we spoke the other day (iyi
gunler! Ben Endonezyali'yım. Otelinizin misafiriydim, gecen gun konusmustuk biz...)

Kadin: Oh, Hallo how are you? (merhaba, nasilsin?)

Ben: Not really good, actually I’m calling you to tell about what happened to me last night…
(pek iyi degilim, aslinda, dun gece otelde bana ne oldugunu anlatmak istediğim için
sizi aradım.) ( Sizi, dün gece otelinizde neler yaşadığımı anlatmak için aradım.)

Sonra da anlattim kadina. 

Kadin: Really? I don’t know, it never happened before in my hotel (Gercekten mi? Daha once
otelimde boyle bir sey hic olmamistı. )

Ben: I’m not complaining, I’m just telling you to be aware, so what happened to me will not
happen to your other guess next time (Sikayet etmek için değil, sizi uyarmak için aramıştım, benim yaşadıklarımı başkaları yaşamasın...)

Kadin: But, if something had happened I would have known it ( Ama, eger bir sey olsaydi, ogrenecektim.)

Kadından böyle  cevaplar beklemiyordum. Ben de vaktimi boyle bir insanla daha fazla harcamamak için telefonu kapattim .

Iste... Kabus gibi bir yolculuk yasadim.


(Son)

November 18, 2014

bir çok kişi tarafından yazıya düzeltme yapılmış diye ben düzeltme yapmıyorum. Ama okurken senin yerine kendimi koydum ve çok korktum. O adamın kim olduğunu ben de çok merak ediyorum doğrusu :)) 

November 20, 2014

Kibrista Kabus (4/Son)

Adam bana bakip Türkçe birseyler soyluyordu Turkcede , ama sadece “kahve, canim, seviyorum, guzel” falan anladım anliyordum. “git, git..” dedim, ama adam gitmedi, “gittttt….” dedim, hala gitmedi, sonra bana gelmeye devam etti geliyordu. O yanima gelirken, ben disariya cikip kosuyordum. Cok korkuyordum, hayatimda boyle bir korku korkuncluk hic yasmamistim. Karanlikta, otelin her tarafina kosuyorken “help… help…” bagiriyordum ama hic kimse duymamis beni.

Odama geri donmeye karar verdim, iceriye baktim adam gitmişti gitti. Hemen kapiyi kapattım kapip ve kilitledim. Korkunctan Korkudan ve yorulmaktan yorgunluktan butun bedenim titriyordu. Yataga oturmadan, odamdaki telefonu caliyordu  çaldı, “hallo…” dedim, oburden  öbür taraftan “canim.. canim…” falan soyledi, ayni adamdi. Hemen kapattim telefonu, yine hep caliyordu telefon sürekli çalıyordu, cevap vermedim sonra disariya yine ciktim. Yavas yavas yuruyup, ara sira arkasima bakiyordum, isikli bir odaya ariyordum yardim icin.

Sonunda bir isikli ışığı yanan odaya bulup, “help, help…” soyleyip seslenip kapiyi caldim. Icerisinden biri kapiyi acti, Hakan beydi. Nefesim az kaldi “what happen?” bana sordu, ben de ona anlatti. Odama beni goturup, icecek verip bana ve beni sakin olmama olmamı istiyordu. Bir sure sonra da gitti. Saat 5.00 oldu, ben de hazirliyordum hazırlanıyordum. Saat 5.30 da bir bayan beni alip havalimanina goturdum.götürdü.
Istanbula geldim, beynim cok yoruldu bedenim degil. Eve geldikten hemen sonra, kibristaki otellin sahibine ariyordum. aradım.

Ben: Hallo, good afternoon… I’m your hotel guest from Indonesia, we spoke the other day (iyi
gunlar, ben, Endonezyali otellin musafirin, gecen gun konustuk biz)

Kadin: Oh, Hallo how are you? (merhaba, nasilsin?)

Ben: Not really good, actually I’m calling you to tell about what happened to me last night…
(pek iyi degilim, aslinda, dun gece ottlede bana ne oldugunu anlatmak istiyorum sana
diye ariyorum)

Sonra da anlattim kadina

Kadin: Really? I don’t know, it never happened before in my hotel (gercekten mi? daha once
hic olmamis otelimde boyle birsey)

Ben: I’m not complaining, I’m just telling you to be aware, so what happened to me will not
happen to your other guess next time (sikayet etmiyorum, olay senin icin bir uyanik
olabilir, baska zamanda bana ne oldugunu baska misafirlerini olmayacaktir)

Kadin: But, if something had happened I would have known it (ama, eger birsey olsaydi, ogrenecektim)

Bastan boyle cevaplar/karsiligi hic beklemedim kadindan. Ben de vaktimi daha fazla harcmayacagim boyle bir insanla, kapattim telefonu.

Iste... Kabus gibi bir yolculugu yasadim.


(Son)

November 19, 2014

Kibrista Kabus (4/Son)

Adam bana bakip turkce birseyler soyluyordu, ama sadece “kahve, canim, seviyorum, guzel” falan dedigini anliyordum. “git, git..” dedim, ama adam gitmedi, “gittttt….” dedim, hala gitmedi, sonra bana doğru geliyordu. O yanima gelirken, ben disariya cikip kosmaya basladim. Cok korkuyordum, hayatimda boyle bir korkunc an / korku hic yasamamistim. Karanlikta, otelin her tarafina kosuyorken “help… help…” diye bagiriyordum ama hic kimse beni duymuyordu.

Odama geri donmeye karar verdim, iceriye baktim adam gitti. Hemen kapiyi kapatttım ve kilitledim. Korkudan ve yorgunluktan butun bedenim titriyordu. Yataga oturmadan, odamdaki telefonum caldi , “hallo…” dedim, telefondaki kişi “canim.. canim…” falan soyledi, ayni adamdi. Hemen kapattim telefonu, yine hep caliyordu telefon, cevap vermedim sonra disariya yine ciktim. Yavas yavas yuruyup, ara sira arkama bakiyordum, yardım icin isikli bir oda ariyordum.

Sonunda bir isikli oda bulup, “help, help…” diye bagirip kapiyi caldim. Iceriden birisi kapiyi acti, Hakan beydi. Nefesim az kaldi “what happen?” diye bana sordu, ben de ona olayı anlattim. Beni odaya götürüp , bana icecek verdi ve benim sakin olmamı istiyordu. Bir sure sonra da gitti. Saat 5.00 oldu, ben de hazirlaniyordum. Saat 5.30 da bir bayan beni alip havalimanina goturdu.
Istanbula geldim, beynim cok yoruldu , ama bedenim degil. Eve geldikten hemen sonra, kibristaki otellin sahibine aradim.

Ben: Hallo, good afternoon… I’m your hotel guest from Indonesia, we spoke the other day (iyi
gunler, ben, Endonezyali otellin misafiriyim, biz gecen gun konustuk.)

Kadin: Oh, Hallo how are you? (merhaba, nasilsin?)

Ben: Not really good, actually I’m calling you to tell about what happened to me last night…
(pek iyi degilim, aslinda, dun gece ottlede bana ne oldugunu anlatmak istiyorum sana
diye ariyorum)

Sonra da anlattim kadina

Kadin: Really? I don’t know, it never happened before in my hotel (gercekten mi? daha once
hic olmamis otelimde boyle birsey)

Ben: I’m not complaining, I’m just telling you to be aware, so what happened to me will not
happen to your other guess next time (sikayet etmiyorum, olay senin icin bir uyanik
olabilir, baska zamanda bana ne oldugunu baska misafirlerini olmayacaktir)

Kadin: But, if something had happened I would have known it (ama, eger birsey olsaydi, ogrenecektim)

Bastan boyle cevaplar/karsiligi hic beklemedim kadindan. Ben de vaktimi daha fazla harcmayacagim boyle bir insanla, kapattim telefonu.

Iste... Kabus gibi bir yolculugu yasadim.


(Son)

December 4, 2014
I've met quite a lot of nice and good Turk also while I was in Turkey*
November 19, 2014
Show more
Want to progress faster?
Join this learning community and try out free exercises!