Likya Yolunda yürüyüş yapmadık (13): íkinci mola günü
Plaja yaklaştığımızde İspanyolca konuşan bir çifti dinleyip duyup selamlaştık: Likya Yolu'nda İspanyolca konuşulduğunu çok az dinledik duyduk. Bir defa turist rehberliği de yapan işi de yapan bir keçiçi çoban (veya -sadece keçi satıyor ise- keçi satan biri) bize Likya Yolu'nda daha İspanyolların neden yürüyüş yapmadıklarını sordu. Bilmiyorduk ve halen bilmiyoruz. Belki Likya Yolunun İspanyolca rehber kitabında olmadığını içindir.?
Her halde önümüzde İspanyolca konuşanlar İspanyol ya'dakiler değil, aksine Uruguay'lılardı. Mola günümüzü emekli Pepe ve avukat Inés'le geçirdik. Olympos antik kentiniye ziyaret ettik. Olympos'ua ilk defa ziyaret ettiğimiz 2008 yılından bu yana beri Türk yetkileri taş kalıntıları arasındaki çalıları kaldırarak bu kenti çok temizledi. Olympos'u gördükten sonra Uruguay'lıların kiıraladığı arabayla yaklaşık on kilometreye uzaklıktaki olan bankamatiğe (veya ATM'ye)k para noktasına gittik çünkü bizde çok az para kalmıştıdı.
Sonunda, çok geç bir vakitte dördümüz karayolu yanındaki lokantada yemek yedikaptık. Tüm gün Oğuzhan'ı görmedik.
[Fotoğraf: Inés ve Pepe lokantada]