Yumi
Ortanca çiçeği Japonya’da Haziran ay yağmurlu aydır. Bahar artık bitti ver her gün yağmur yağar, bu ayda güneşli gün çok az. Çocuklar bahçede oynayamaz, çamasır yıkadıktan sonra, giysiler uzun zaman kurumaz ve yiyecekler hemen çürüyebilirler. Kısacası herkesin sevmediği ay.Bu sıkıcı ayda sadece bir beklediğim şey var, ortanca çiçeği. Çiçekler güneşli hava seviyor, ama sadece ortanca çeçeği her sene Haziran ayda açar ve yağmurlu havada sessizce ıslanır. Yaprakta salyangoz yavaş yürüyer. Bu yüzden Japonlar göre ortanca çiçeği ''yağmurlu mevsimin çiçeği''. Türkiye’ye geldikten sonraki ilk Haziran ayda sokakta ve evin bahçesinde de çok ortanca çiçeği gördüm. Türkler de ortanca çok sevmişler. Ben ortanca çiçeği Japonya’nın çiçeği diye düşünmüştüm, bu yüzden başlangıçta biraz şaşırdım. Ancak aynı zamanda Türkiye’de de bu çiçeği görebildğim için sevindim. Ama, sonra biraz tuhaf hissetmeyi başladım. Burada farklı bir şey var...onun için tuhaf hissediyordum. Türkiye’de Haziran ay bir yılın en güzel ayıdır, normalde hiç yağmur yağmaz, güneşli günler devam eder. Benim için ortanca çiçeği bu kadar güzel havada açmaz. Böyle güçlü çiçek değil, güzel ama biraz üzgün çiçek. Bu, benim biraz tuhaf hissettiğim sebep. Bu sene Türkiye’de de Hazıranda çok yağmur yağıyor. Belki bu hava doğru değil, ama benim için bu ısınan oratanca doğru.
2014년 6월 23일 오후 10:28
교정 · 7
1

Ortanca çiçeği

Japonya’da Haziran ayı yağmurlu bir aydır. Bahar artık bitti biter ver her gün yağmur yağar, bu ayda güneşli gün çok azdır. Çocuklar bahçede oynayamaz, çamasır yıkadıktan sonra, giysiler uzun zaman kurumaz ve yiyecekler hemen kısa sürede çürüyebilirler./bozulabilir. Kısacası herkesin sevmediği bir ay.Bu sıkıcı ayda sadece bir beklediğim şey beklediğim tek bir şey var, (o da) ortanca çiçeği. Çiçekler güneşli hava seviyor sever, ama sadece ortanca çiçeği her sene Haziran ayında açar ve yağmurlu havada sessizce ıslanır. Yaprakta salyangozlar yavaş yavaş yürüyer yürürler. Bu yüzden Japonlara göre ortanca çiçeği ''yağmurlu mevsimin çiçeği'' dir.

Türkiye’ye geldikten sonraki ilk Haziran ayında sokakta ve evin bahçesinde de çok ortanca çiçeği gördüm. Türkler de ortanca çiçeğini çok sevmişler seviyorlar. Ben ortanca çiçeğinin Japonya’nın çiçeği diye/olarak düşünmüştüm, bu yüzden başlangıçta/başta biraz şaşırdım. Ancak aynı zamanda Türkiye’de de bu çiçeği görebildiğim için sevindim.

Ama, sonra biraz tuhaf hissetmeye başladım. Burada farklı bir şey varOnun için tuhaf hissediyordum. Türkiye’de Haziran ayı bir yılın en güzel ayıdır, normalde hiç yağmur yağmaz, güneşli günler devam eder. Benim için bildiğim ortanca çiçeği, bu kadar güzel havada açmaz. Böyle güçlü bir çiçek değil, güzel ama biraz üzgün bir çiçek. Bu, benim biraz tuhaf hissettiğim sebep. Bu yüzden biraz tuhaf hissettim. 

Bu sene Türkiye’de de haziranda çok yağmur yağıyor. Belki bu hava doğru değil, ama benim için bu ısınan oratanca doğru.( Bu cümleyi anlayamadım)


Bu arada, ortanca çiçeğini daha önce duymamıştım :)

2014년 6월 24일

Ortanca çiçeği

Japonya’da Haziran ayı1 (Genitive construction, we add "-ı" to"ay" in here to show that it belongs to "Haziran" but they are not two independent words) yağmurlu bir aydır. Bahar artık bittive her gün yağmur yağar yağıyor (when using "yağar" it sounds like you are talking about a general judgment or expectation but "yapıyor" emphasizes that you are talking about the latest June) , bu ayda güneşli gün çok az. Çocuklar bahçede oynayamaz, çamaşırlar yıkadıktan sonra, giysiler uzun zaman kurumaz ve yiyecekler hemen çürüyebilirler çürür ("hemen" and "the probability ending -ebilir" create a language disorder for this case). Kısacası herkesin sevmediği aydır Haziran (Lack of subject). Bu sıkıcı ayda beklediğim sadece bir şey var, ortanca çiçeği. Çiçekler güneşli hava (Accusative case/object) seviyor, ama sadece ortanca çeçeği her sene Haziran ayında açar ve yağmurlu havada sessizce ıslanır. Yaprakta salyangozlar (without "-lar" it sounds like you are talking about a particular snail) yavaşça ("-ça" is added in here to convert the word to "adverb") yürüyer yürürler. Bu yüzden Japonlara göre (-a göre, with "-a" adds the meaning of "to" in English, so actually they are similar) ortanca çiçeği ''yağmurlu yağmur mevsiminin1 çiçeğidir". 

Türkiye’ye geldikten sonraki ilk Haziran ayda sokakta ve evin bahçesinde de birçok ortanca çiçeği gördüm. Türkler de ortanca (accusative case) çok sevmişler severlermiş2. Ben ortanca çiçeğini1 sadece Japonya’nın bir çiçeği (/Japonya'da bir çiçek) diye düşünmüştüm, bu yüzden başlangıçta biraz şaşırdım. Ancak aynı zamanda Türkiye’de de bu çiçeği görebildiğim için ("görebildiğim için" or "görebildiğime") sevindim.

Ama, sonra birazcık tuhaf hissetmeyi hissetmeye (yapmaya başlamak) başladım. Burada farklı bir şey var...onun için (/bu yüzden) tuhaf hissediyordum. Türkiye’de Haziran ayı bir yılın en güzel ayıdır. Normalde hiç yağmur yağmaz, güneşli günler devam eder. Benim için ortanca çiçeği bu kadar güzel havada açmaz. Böyle güçlü çiçek değildir, güzel ama biraz üzgün çiçektir. Bu, benim biraz tuhaf hissettiğim hissetmeme sebep oldu. ("hissetmek: to feel", "hissetmefeeling (gerund)", "his: feeling(noun),sense", "hissetmem: my feeling (feeling shouldn't be thought as "noun" of "feeling" but non-finite verb gerund "feeling")", hissetmem+e: to my feeling, "-e sebep olmak": to be reason of somethings happening. Notice "-e" in "hissetme" is used as a result of "-e sebep olmak" structure. "-e" is used for dative case/"to")

Bu sene Türkiye’de de Hazıranda çok yağmur yağıyor. Belki bu hava doğru değil, ama benim için bu ısınan oratanca doğru.

 

 

 

 

2014년 6월 27일

1)Genitive construction for nouns

Noun1 -ın Noun2 : Kapının Kolu "-ın" is added to the noun that has something. "-ı" is added to the noun that belongs to something.

Yağmur Mevsiminin Çiçeği, Yağmur mevsimi : "the season" of "rain".

Yağmur mevsiminin çiceği: "the flower" of "the season of rain"

n is added for the pronunciasion ease.

So "Mevsim" is used in the both noun1 and nound2 cases.

Notice that there are other forms of Genitive construction.

 

2) "yap+ar+lar+mış", this structure is used when you heard something that you don't already know and explaining it to some other people. As if you are saying "I heard that this people do this thing and i didn't know that)

2014년 6월 27일
더 빨리 진행하고 싶나요?
이 학습 커뮤니티에 참여하고 무료로 연습해보세요!