1) onun hakkında hiçbir zaman asıl sormaları gerekenleri sormazlar. ''sormaları gerekenleri' things that they must ask. Benim sor-ma-m gerekenler Senin sor-ma-n gerekenler Onun sor-ma-sıI gerekenler Bizim sor-ma-mız gerekenler Sizin sor-ma-nız gerekenler Onların sor-ma-ları gerekenler 2)Ancak bu sayılarla tanıyabileceklerini sanırlar arkadaşınızı. tanıyabileceklerini tanımak : to know -abilmek : can I can do it: Yapabilirim I could do it: Yapabilirdim. I will be able to do it: Yapabileceğim. Tanıyabileceklerini sanırlar : They think they will be able to do it. 3) Nasıl bir evden söz etmekte olduğunuzu bir türlü anlayamazlar. '' söz etmekte olduğunuzu'' has the same meaning with ''söz ettiğinizi'' ''that you were talking about'' Here ''olduğunuzu'' specifies that you are(being) in a situation of something.. -Geziyor olduğunuzu gördüm = Gezdiğinizi gördüm. I saw that you were wandering. -Beni seviyor olduğundan eminim = Beni sevdiğinden eminim. I'm sure that he loves me. 4) Çocuklar büyükler karşısında her zaman sabırlı ve anlayışlı olmak zorundalar. Zorundalar means ''they have to'' Zorundayım I have to Zorundasın You have to Zorunda She/he has to Zorundayız We have to Zorundasınız You have to Zorundalar They have to

1 - things that really should be asked. 2 - those who will be able to recognize /or to get to know, depending on the context/ 3 - (they can't understand what house) you were (talking about). 4 - they have to