Bütün bu hafta hava bozu gibi soğuktu. İstanbul’da çok kar yağmış ve okulların kapatıldığını duydum. Şehrimiz(in) ise merkezinde kar yağmadı, ama çevresinin her yeri bembeyaz olmuş. Her gün okula giderken, sokaktatki havuzların donduğunu görüyordum. Öyle havada (insan) hiçbir şey yapmak istemez ki, okul bittikten sonra hemen eve gidip sıcak odamızdan dışarı (bakınca) görünce, baharın gelmesini içtenlikle dileriz.
Dün de hava hiç ışınmadı ısınmadı. Cüma günü saat sekiz çeyrekte başlayen ders vermek için saat yedi buçukta evden çıkardım. Bu erken saatta saatte sokakta çok insanlar bulunmadı görünmedi, sadece o saatte benim daima süt ve ya yoğurt falan aldığım küçük süpermarketin içinde insanlar çalışmaya başlıyormuş başlıyorlardı. Her günkü gibi o süpermarketin karşısındaki bir pastaneden geçerken, o zamana kadar orada yokmuş gibi görünen birşeyin farkına vardım. O pastanenin yanında küçük bir ağaçın beyaz çiçekleri açmaya başlıyorlardı.
Orada o ağacın bulunduğunu biliyordum, ama adı(ismini) bilmiyordum. Bir türlü Erik ağacına benziyor çünkü her erken bahar, yani son Sübat Şubat ya da Martın başında, o ağaçın üzerinde beyaz ve küçük çiçekler görebiliriz. Gül ya da zambak gibi büyük ve güzel olmadığı ki için , insanlar nadiren o çiçeklerin farkına varırlar, ama ben her sene bu çiçeği görmeyi küçük hayret ile bekliyorum. Hava bu kadar soğuk oluyor da, çiçekler nasıl baharın yaklaştığını biliyor acaba? Senedeki en soğuk günde o küçük ağaç baharın aslında fazla uzakta olmadığını bize sessizce bildiriyor.
Yine de biz bir hafata(hafta) falan daha sabırlı olmalıyız, ama en soğuk gün artık gitti geride kaldı. Şimdiden sonra hava yavaş yavaş ışınmaya başlıyacak. Güzel bir bahar günü gelmeden önce , o küçük beyaz çiçekler yineden (yeniden) sessizce yok olacaklar.
Bahar Baharı belirten çiçek