Önce cümleleri düzeltip sonra soruyu cevaplayayım:
Türkçede ünlü uyumu Arapçadan alınan (1) kelimeler için geçerli değildir. Mustafa Kemal (Atatürk) (2) dil reformu sırasında Arapça kelimeleri Türkçeden (3) neden çıkarmamıştır / atmamıştır?
(1) : Türkçede "ödünç almak", geri verilmek üzere (geçici bir süre için) almak demektir. O yüzden burada kullanılmaz. İngilizcedeki "loanword" veya "borrowed word" ifadelerini "bire bir" çevirmek zorunda değiliz.
(2) : Biz, kurucu önderimiz Atatürk'ten "Kemal" diye söz etmeyiz. Bu bizim için saygısızca bir ifade sayılır. Yaygın olarak şunları kullanırız:
* Atatürk
* Mustafa Kemal
* Mustafa Kemal Atatürk
(3) : Dil isimlerine getirilen ekler kesme işareti ile ayrılmazlar. (Türkçe'de : YANLIŞ / Türkçede : DOĞRU)
(Kaynak: TDK - Türk Dil Kurumu)
CEVAP: (Benim kişisel görüşümdür.)
Harf (alfabe) devrimi ile dil devrimini birbiriyle karıştırmamak gerekir. Atatürk'ün yaptığı harf devrimidir. Kısa sürede ve yasal zorunluluk olarak uygulanmak üzere, Arap harflerinden Latin harflerine geçişi sağlamıştır. Alfabeyi bir yana bırakırsak; her ne kadar dilimizde Arapça ve Farsçadan alınmış kelimeler az değil idiyse de, aslında Anadolu'da zaten Türkçe konuşulmaktaydı. Saray çevrelerinde ise, Türkçe-Arapça-Farsça karışımı olan "Osmanlıca" geçerliydi. Evet, Atatürk dilimizi özüne döndürmek, Arapça ve Farsçanın etkisinden kurtarmak için de çalışmalar yapmıştır. Ama bu çalışmalar harf devrimi gibi zorlayıcı ve hızlı değil, özendirici ve zamana yayılmış çalışmalardı. Komşu dillerden alınan kelimeler yüzyıllar boyunca kullanılıp dile yerleştikten sonra, onları (kısa sürede) dilden atmak doğru ve gerçekçi olmazdı. Zaten insanların evlerinde ve sokakta kullandığı kelimelere kısıtlama getirmek uygulanabilir bir şey de değildir. Ayrıca, dildeki tüm yabancı kökenli kelimelerden kurtulmaya çalışmak, o dili yoksullaştırır, ifade zenginliğini ortadan kaldırır. Bu, tüm diller için böyledir.