Sağlık hakkında
Herkese merhaba,I think you tried to say this:
Ekstrem sporları daha az yapın. Yorulduğunuzda dinlenin. Sık sık ara verin. İstediğiniz kadar spor yapabilirsiniz.
3- Sağlıklı olmak için neler yemeliyiz?
Dengeli bir diyet planlayın. Çok tahıl, sebze, meyve, ve az yağlı yemekler, et ve tatlılar yeyin yiyin. Çok farklı şeyler yeyin yiyin ve çok su için.
4- Sağlık için neler olumlu ve olumsuz?
Olumlu şeyler düzenli program, positif pozitif tutum, iyi arkadaşlar. Sizin Kendiniz için iyi insanları bulun. Olumsuz şeylerden kaçının: negatif düşünce, sağlıksız alışkanlıkları, zaman kaybedik kaybettirici şeyler.
5- Sence günümüzde insanlar sağlıklı mı?
Bence günümüzde insanlar sağlıklı olmaya çalışıyor. Çok iyi tavsiye var ve insanlar kötü alışkanlıklara az tahammül veriyor ediyor. Biz daha mutlu ve daha uzun yaşamak istiyoruz. :)
"Kadar bunu beğeniyorsunuz spor yapın."
Could you write this sentence in English? I couldn't get what you meant.
2- Sağlıklı olmak için nasıl ve ne sıklıkla spor yapmalıyız?
Spor ile çok stres - ekstrem sporlar böyle paraşüt gibi demek istediğim - daha az yapın. Eğer yorgunuzsa, dinlenin. Sık sık kestirin. Kadar bunu beğeniyorsunuz spor yapın.
"Spor ile çok stres - ekstrem sporlar böyle paraşüt gibi demek istediğim - daha az yapın."
Please write this sentence in English so that I correct it best. :)
...
-se/-sa: if
"eğer" is an adverb. It is not essential. But you have got to use "-se/-sa" everytime.
imek: to be
i : be
i + se : if be
ise: if it is
1) If you like, you may use "ise" separately from the word.
2) If you like, you may use it as a suffix.
--> If the word ends in a vowel, "i" turns "y"
--> If the word ends in a consonant, "i" disappears.
And the personal suffixes of 2nd type are used.
-m, -n, -, -k, -niz, -ler.
yormak: to tire
yorulmak: to get tired
yorgun: tired
yorucu: tiring
ise + niz > iseniz: if you are
yorgun iseniz > yorgun + seniz > yorgun + sanız > yorgunsanız: if you are tired.
Do sport as much as you enjoy it.
.
I couldn't decide how to translate it into Turkish as it'll sound naturally. hmm... lemme try something:
Yapmayı sevdiğiniz sürece spor yapın.
(Do sports so long as you like to do it.) >> Does it mean similarly?
yapmak: to do
yap + ın (imperative) >> yapın: do (imperative to the plural 2nd)
.
sürmek: 1to drive, 2to last (time)
sür-
süre: duration
sürece: through the duration
yap + ma (gerund) + (y)ı (accusative) >> yapmayı: doing (in accusative)
yapmayı sevdiğiniz sürece: so long as you like doing (lit.: through the duration in which you like doing)
yapmayı sevdiğiniz sürece spor yapın: do sports so long as you like doing it.
zevk: zest
zevk almak: to take zest > > to enjoy
bir şeyden zevk almak: to take zest from something > > to enjoy something
zevk aldığınız sürece spor yapın: do sports so long as you enjoy it.
ABC kadar DEF
as DEF as ABC
.
.
Şiirleri hikâyeleri kadar güzel değil.
(His poems aren't as beautiful as his stories.)
hikâye: story
hikâyeler: stories
hikâyeleri: his stories
hikâyeleri kadar: as far as his stories
hikâyeleri kadar güzel: as beautiful as his stories
hikâyeleri kadar güzel değil: not as beautiful as his stories
şiirleri hikâyeleri kadar güzel değil: his poems are not as beautiful as his stories.
.
Türkçeyi bir Türk kadar akıcı konuşabilirim.
(I can speak Turkish as fluently as a Turk.)
akmak: to flow
akıcı: flowing > 1fluent (adj.) 2fluently (adv.)
bir Türk: a Turk
bir Türk kadar: as far as a Turk
bir Türk kadar akıcı: as fluently as a Turk